Sayfalar

1 Şubat 2013 Cuma

Korkmak İyidir

 
   Geçtiğimiz hafta bir derbi izledik.Bu sene oynadığımız diğer derbilerdeki gibi bol şapkalı bol tavşanlı bir derbiydi bu. Fakat herkesin düşündüğü, ilk aklına geldiği gibi BEŞİKTAŞ'a ait tavşanların Samet Aybaba'nın şapkasından çıkışından bahsetmiyorum. Galatasaray cephesinde de oldu benzerleri.Fakat kazanan taraf olduğu için pek dikkati çekip de garipsenmedi bunlar.
    Felipe Melo ülke gündemine 2. Tükürük Olayı'nı sokmak suretiyle takımını 10 kişi bıraktıktan sonra Fatih Terim iki hücum oyuncusunu oyundan aldı, yerlerine bir orta saha ve bir de defans "eleman"ı yerleştirdi. Bunu yaparken maçın bitimine 30 dakika vardı, Galatasaray 2-1 öndeydi ve Muslera'nın forması tertemizdi. Koca 60 dakikada, BEŞİKTAŞ tek bir atak bile geliştirememiş, duran toptan bulduğu gol dışında savruk bilinçsiz, cılız deneyler yapmış fakat kalite farkını aşamayarak çaresizlik içinde kalakalmıştı. Buna rağmen Terim takımının defans güvenliğini artırıcı tedbirler aldı. Çünkü korktu. Korktu çünkü bazen korkmak gerekir ve ne zaman korkacağınızı bilmek sizi büyük hoca yapabilir. Hırsla saldırmak bazen çok pahalı faturalarla döner size.
   Fatih Terim geçtiğimiz sezon sahasında Fenerbahçe'ye 3-1 kaybettiği lig maçında korkmamıştı mesela. Son derece saldırgan ve atak futbolu benimseyen takımını dizginleme, durup bir düşünmelerini sağlama, neler olup bittiğini anlama imkanı oluşturma gereği duymadı. Mükemmel bir futbol oynayıp, pozisyon üstüne pozisyon bulup 3-1 yenildiler. Çünkü bir an bile korkmadılar.
   Oysa mantıklı olan korkudur bu tür anlarda.
   Oyunu kilitleyip sadece kendini savunmanın, rakibinin oynamasına izin verip, açıklarını yakalama durumunda kontrollü bir hücumun, bazı maçlar için, maçların bazı anları için çok iyi bir taktik olduğunu Samet Aybaba anlayamadı. Anlamış ama kabullenememiş de olabilir. Sıklıkla söylediği "Biz büyük takımız" düşüncesi bazı anlarda korkmuş görünmekten utanmasına sebep oluyordur. Ama büyük takım olmak; sahada helak olmak anlamına mı geliyor yoksa her durum ve şartta -bir kaç istisna maç haricinde- istediğini almak demek mi büyük olmak? Büyük olmak galiba biraz da çekinmeyi bilmek demek; doğru zamanlama ve dozajda bir çekinmeyi...
   Karabük belalı bir takım. Bunu, ülkedeki oligarşik takımlarla yaptıkları maçlarda defalarca izledik bu sezon. Herkese 3-1'i uygun görüyorlar. Sol kanattan akıp gelen Ahmet İlhan, sağda Juju ve saygıdeğer Lualua ile oluşturdukları hücum hattı gayet tehditkar. Böyle bir takım karşısında 2-0'ı bulmuşsunuz. Kendi evinizde oynuyorsunuz. Rakibiniz de 10 kişi kalmış. E artık kaza yapmamak için biraz iştahınızı kesin, topu tutmak için orta sahanızı kalabalıklaştırın, biraz geri yaslanın, pas yaparak geçiştirmeyi bilin...Kısacası biraz korkun değil mi?
   Hocamız bunu uygun görmedi.
   Birden 2-2'ye geldi skor.
   Almeida'nın sakatlığı nedeniyle yapılan değişiklikte koca takımın tek forveti olarak 18 yaşındaki Sinan Kurumuş'un sahaya girmesini anlayabilirim. Skor üstünlüğüne sahipsiniz ve oyununuz yeni goller de vaat ediyor. Genç oyuncuyu kazanmanın bir yolu olabilir bu maçı değerlendirmek. Zaten tek forvetli düzen için alternatifiniz de yok.
    Fakat 2-2'lik skorda Fernandes'in çıkmasını nasıl anlatabilirsiniz bize?
    Ya Ersan'ın yerine Escude'yi oyuna almak?
    Samet Aybaba 2. kez seyircinin önüne atıyor Ersan'ı. Bir hatasında daha benzer bir değişikliği yapmıştı. Bu tür tercihlerin bu camiada nasıl karşılandığını en çok kendisi bilir halbuki.
   Almeida'nın attığı gollerin haricinde BEŞİKTAŞ'ın oyunu rakip alana yıkabilmesi için ne kadar önemli olduğu da anlaşılıyor 2 haftadır. Pasla çıkmaya değil de uzun topları indiren pivotla oynamaya alışmış bir takım var ortada ve bir kez daha tekrarlanan sakatlığıyla 1,5 ay daha o pivotundan yoksun kalacak. Kulüp doktoru "Dinlensin" derken teknik heyetin sahaya sürmesi büyük bir profesyonellik hatası.
   Maç sonrası açıklama yapan Samet Aybaba "Toparlamaya çalışan Oğuzhan var. Toparlamaya çalışıyor ama gücü o kadar" dedi. Ersan'a yapılan fiili eleştiriden sonra Oğuzhan'a da sözlü eleştiri. Üstelik bu da ilk değil.
   Futbolcuları tüm kamuoyu önünde eleştirmek hangi teknik direktöre fayda sağlamış şimdiye kadar acaba.
  
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder