Sayfalar

17 Ocak 2012 Salı

KİM BİLİR..?




İstanbul kar altında..

Önlerinde yanan bir soba..

Üzerinde çaydanlık..

Ve kim bilir..



"Kimden umarız..

Emr-i bil ma'ruf..

Kim bilir..

Kimden umarız..

Nehy-i anil münker.."

11 Ocak 2012 Çarşamba

İÇİNDE YAŞADIĞIM DERİ





Ünlü bir plastik cerrah olan Robert’in karısı, kardeşiyle kaçıyor.Kaza geçiriyorlar, araçta yangın çıkıyor.Sonradan kaplan kılığında karşımıza çıkan ama aslında insanı kadın-erkek ilişkilerinden soğutacak kadar insanlık dışı bir varlık olan kardeş kaçmayı başarıyor, kadın yanıyor.Robert son anda karısını kurtarmayı başarıyor ama kadın tanınmayacak halde... Yanık tedavisi sürerken kadın intihar ediyor.Buna şahit olan kızı ruhsal bunalıma giriyor.Tam normalleşmeye başlamışken kız da bir tecavüz girişimine maruz kalıyor.Robert kızına tecavüz etmeye kalkışan adamı yakalıyor.Cinsiyetini değiştirerek kadın haline getiriyor ve estetik çalışmalarla O’nun ölen karısının bir benzeri haline getiriyor.Tam bu sırada Robert’in tekrar ortaya çıkan kardeşi, birlikte kaçarken kaza yaptıkları kadın zannederek eski erkek ve eski tecavüzcü olmak gibi garip özellikleri bünyesinde barındıran bu kadına tecavüz ediyor. Bütün bunların üzerine bu kadın da Robert’i ve annesini öldürerek kaçıyor…

Nasıl?

“Hiç mi insafın yok Pedro Almodovar?” diyor musunuz?

Demeyin..

Çünkü çektiği filmlerde ilk defa bir senaryo Almodovar’ın kendisine ait değil.Eğer öyle olsaydı; kaçan kadın (kadın haliyle olan adıyla Vera Cruz) son sahnede annesinin dükkanına girer ve onunla gözgöze geldiği anda film biterdi.Öyle olmuyor..Annesine, “oğlu” olarak çıktığı mağazaya nasıl olup da “kızı” olarak döndüğünü anlatıyor Vera.

Filmde psikolojisi normal olan bir Allah’ın kulu yok.Bunu belirteyim.Almadovar’ın film çekerken 3. sayfa haberlerinden yararlandığını biliyordum, duymuştum ama ben böyle bir 3. sayfa gördüğümü hatırmalıyorum.İspanyol gazetelerinin içeriklerini merak etmeye başladım doğrusu.Bütün suçu da senariste atmamak lazım.

“Annem Hakkında Her Şey”le birlikte bu filmde de gördük ki Almadovar sadece her türlü kadın hikayesini anlatmakla kalmıyor, kadınlaştırılmış erkeklerin öyküsünü anlatmakta da çok başarılı.Bunu yapabilen başka bir yönetmen görmedim ben.Görebileceğimi de düşünmüyorum..

Film bittiğinde ısrarla jeneriği bekledim.Müzikleri kim yapmış acaba diye.. Alberto Iglesias…
Konuş Onunla ve Annem Hakkında Her Şey gibi Pedro Almodovar filmlerinin daimi müzisyeni..Çok başarılıydı müzikler...

Ve benim olduğum yerden bakınca görünen başka bir şey: Almodovar’ın apoletlerinde bol miktarda yıldız var ve her filminde bu yıldızlara yenileri ekleniyor.. Bir çok yönetmende rastlayabileceğimiz benzer tarzların çok dışında, özgün filmler görüyoruz her seferinde.Ağzımızda biraz jilet tadı bıraksa da vazgeçemiyoruz..

5 Ocak 2012 Perşembe

DEHLİZ




Bilen var mı,gören,


işiten var mı

şehrin çığlıklarını,

masum bir akşam vaktinin

güngörmemiş sancılarını

...ve acılarını ruhumun

neden sus pus olmuş bu deniz

bu gök,bu yer

kalbime kement olmuş

bu sonsuz keder

neden bu bulut karası, neden bu dehliz...


(Şiir Ramazan YILMAZ)

4 Ocak 2012 Çarşamba

BİR BİLİM ADAMININ GÜNLÜĞÜ




Bir süredir “kafadar” lıkla “dar kafalılık” arasında bir ilinti bulunduğunu düşünüyordum. Bu düşünce uzun zamandır, özellikle akşam yemeklerinden sonra kafamı meşgul ediyor. En sonunda bu fikrimi temel alarak bir tez oluşturdum ve bu tezi ispatlamaya yönelik kanıtlar aramaya başladım.Fakat ne kadar uğraştıysam da elle tutulur bir sonuca ulaşamadım. Çok üzüldüm ama şimdi yavaş yavaş bu tezimin yanlış olduğunu kabullenmeye başlıyorum. Hayal kırıklığı değil belki ama sonuca ulaşamamış olmanın burukluğu var içimde. Şimdi yeni bir konu üzerine çalışmaya karar verdim:”Sudan’daki açlık ve kıtlığın altındaki sudan sebepler” Umarım bu konuda da aynı sonuçla karşılaşmam da adam gibi bir makale ya da kitap oluşturmamı sağlayacak verilere ulaşırım.

 Bilim dünyasında adımı duyurup Nobel ödülü almak, bir elemente ismimin verilmesini falan istiyorum..